Ruminant hayvanlarda vitamin ve mineral desteği büyümeden gelişmeye, üremeden bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine kadar birçok yaşamsal fonksiyona katkı sağlıyor
Tüm canlılar gibi hayvanlar da normal yaşam fonksiyonlarını sürdürebilmek için vitamin ve mineral desteğine ihtiyaç duyuyor. Geviş getiren hayvan olarak bilinen ruminant hayvanlar için de vitaminler; büyüme, gelişme, üreme, kısacası tüm yaşamsal ve verime ait metabolik faaliyetlerin normal seyri için büyük önem taşıyor. Vitaminleri gereksinim duydukları düzeyde almamaları hayvanların yaşamsal fonksiyonlarının yanı sıra performanslarında da gerilemelere neden oluyor. Dünyanın hayvan besleme uzmanı Trouw Nutrition Türkiye’nin Ruminant Teknik Ürün Müdürü Dr. Kazım Bilgeçli, ruminant hayvanlarda vitaminler kadar önem taşıyan minerallerin de üreme, tırnak kalitesi, bağışıklık sistemi, enzim yapısı, ozmotik basıncın dengelenmesi, steroit hormon sentezi, doku pigmentasyonu gibi birçok önemli metabolik faaliyetin işlevi için gerekli olduğunun altını çiziyor.
İnsanlar gibi hayvanlar için de gerekli olan vitamin ve mineraller büyümeden gelişmeye, üremeden bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine kadar birçok noktada yaşam fonksiyonlarının işlevi için önem taşıyor. Hayvan vücudunda sentezlenemeyen ve organizmada meydana gelen tüm metabolik faaliyetler içinde kendine has spesifik görevleri olan vitaminlerin bazı çeşitleri stresle baş etmede de etkin rol oynuyor. Vitaminler kadar öneme sahip, makro ve mikro olarak ikiye ayrılan minerallerin ise son derece dengeli bir şekilde hayvanlara verilmesi gerekiyor.
Vitaminler ruminant hayvanlarda metabolizmayı destekliyor
Ruminant hayvanlar için de vitamin ve mineral desteğinin hayati önem taşıdığını belirten Trouw Nutrition Türkiye Ruminant Teknik Ürün Müdürü Dr. Kazım Bilgeçli, “Geviş getiren hayvan olarak bilinen ruminant hayvanlar için vitaminler; büyüme, gelişme, üreme, kısacası tüm yaşamsal ve verime ait metabolik faaliyetlerin normal seyrinde kritik rol oynuyor. Vitaminleri gereksinim duydukları düzeyde almamaları hayvanların yaşamsal fonksiyonlarının yanı sıra performanslarında da gerilemelere neden oluyor. Bazı vitaminler stresle baş etmede de etkili oluyor. Ruminant hayvanlarda B grubu vitaminler rumendeki mikroorganizmalar tarafından sentezlense de bu mikroorganizmaların da vitamine ihtiyaç duyduğu göz ardı edilmemeli. Herhangi bir kalorisi olmayan vitaminler bu nedenle bir enerji kaynağı da değil. Ancak bu vitaminler, yemlerle alınan besin maddelerinin metabolize edilmesine yardımcı olarak, metabolizmanın sorunsuz bir şekilde çalışmasına destek oluyor. İlave olarak vitaminler, diğer besin maddelerinin sindirilmesini, emilmesini ve metabolize edilmesini de mümkün kılıyor.” açıklamasında bulundu.
Büyüme, gebelik ve ateşli hastalık durumunda vitamin gereksinimi artıyor
Vitaminlerin yağda ve suda eriyenler olarak sınıflandırıldıklarını belirten Dr. Kazım Bilgeçli, yağda eriyen vitaminlerin hiçbir şekilde dışarı atılmadan vücutta depolandığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti; “Yağda eriyen A, D, E ve K vitaminleri yağlarla beraber safra tuzları ile oluşturdukları miseller halinde emiliyor. Gen düzenlenmesi, bağışıklık sistemi ve göz sağlığı için gerekli olan A vitamininin eksikliğinde üreme performansında düşme, mastitis ve bağışıklık sisteminde zayıflama oluşuyor. D vitamini kalsiyum ve fosfor metabolizması için önem taşıyor. Eksikliğinde büyümede gerileme, iştah kaybı, kemik ve eklem problemleri ile üreme problemleri görülüyor. Antioksidan etkisine sahip E vitamininin eksikliğinde de üreme problemleri ve bağışıklık sisteminde zayıflama meydana geliyor. K vitamini kanın pıhtılaşmasında etkin rol oynuyor ve eksikliği halinde kan pıhtılaşmasında gecikme yaşanıyor. Ruminant hayvanlarda büyüme, gebelik ve ateşli hastalık durumlarında ise vitamin gereksinimi artıyor.”
Eksik vitamin alımı üremede yavaşlama ve enfeksiyona neden oluyor
Suda eriyen vitaminler olan Tiamin (B1), Riboflavin (B2), Piridoksin (B6), Niasin, Kolin, Folik asit, Biyotin, Pantotenik asit, Siyanokobalamin (B12) ve C vitaminleri yağda eriyenlerin aksine hiçbir zaman vücutta depolanmıyor ve idrarla dışarı atılıyor. Bu nedenle hayvanların bu vitaminleri günlük olarak almaları gerekiyor. Suda eriyen bu vitaminler arasında sadece B12 vitamininin vücutta depolandığını belirten Bilgeçli, “Biyotin karbonhidrat, protein ve yağ metabolizması için önemli olurken, eksikliğinde kıl ve tırnak yapılarında bozulmalar oluşuyor. Yağ metabolizması ve yağların taşınması için gerekli olan kolinin eksikliğinde ise büyümede yavaşlama ve üreme performansında gerileme yaşanıyor. Folik asit, nükleik ve amino asit metabolizması için gerekiyor, eksikliğinde ise üreme performansında düşüş meydana geliyor. Enerji metabolizması için gerekli olan niasinin eksikliğinde enerji metabolizmasında yavaşlama ve büyümede gerileme görülüyor. Pantotenik asit, karbonhidrat ve yağ metabolizması için gerekirken, eksikliğinde enfeksiyon oluşarak parazitozlara karşı direnç azalıyor. Riboflavin (B2), enerji metabolizması için önemli olurken, eksikliğinde görme bozuklukları, büyümede yavaşlama, deri ve tırnak yapısında bozulma meydana geliyor. Aminoasit metabolizması için önem taşıyan Piridoksin (B6) eksikliğinde kıl yapısında ve protein metabolizmasında bozulmalar görülebiliyor. Vitamin B12, nükleik asit ve amino asit metabolizması için gerekiyor. Eksikliğinde sindirim sistemi mukozasında bozulma yaşanıyor. Tiamin (B1), karbonhidrat ve protein metabolizması için ayrıca önem taşıyor. Vitamin C ise antioksidan etkisinin yanı sıra amino asit metabolizması için gerekiyor.” dedi.
Mineraller bağışıklık sistemi ve birçok önemli metabolik faaliyetin işlevi için gerekli
Ruminant hayvanlarda vitaminler kadar önem taşıyan minerallerin üreme, tırnak kalitesi, bağışıklık sistemi, enzim yapısı, ozmotik basıncın dengelenmesi, steroit hormon sentezi, doku pigmentasyonu gibi birçok önemli metabolik faaliyetlerin işlevi için gerekli olduğunu sözlerine ekleyen Bilgeçli, “Makro (Ca, P, Mg, Na, K) ve mikro (Fe, Zn, Mn, Cu, Se, I, Co Cr) olarak ikiye ayrılan minerallerin aynen vitaminler gibi son derece dengeli bir şekilde hayvanlara verilmesi gerekiyor. Makro mineraller; kas, organ, kan hücreleri ve yumuşak doku oluşumunda görev alırken, mikro mineraller ve Cl vücutta ozmotik basıncı ayarlar. Makro mineraller ayrıca yumuşak dokularda elektrolit olarak da bulunur. Bağışıklık sistemini destekleyen mineraller birbirlerine karşı da etki gösterir. Kalsiyum ve P, kemik ve iskelet oluşumunda birlikte etki gösterirken, Fe Cu ve Co hemoglobin sentezinde birlikte etki gösteren minerallerdir.” şeklinde konuştu.