2021

Trouw Nutrition Türkiye, yemden gıdaya güvenlik anlayışına odaklanarak ileri teknoloji çözümler sunuyor

04.03.2021

Doğada yaygın olarak bulunup insan ve hayvan sağlığını tehdit eden küfler, tarımsal mahsullerden gıda ürünlerine kadar pek çok yerden bulaşma ihtimali olan en önemli mikroorganizmalardan biri. Küflerin sekonder metabolitleri olan mikotoksinler ise uygun şartlar oluştuğunda hasat öncesinde, sırasında ve sonrasında üreme kabiliyeti gösteriyor. Sürdürülebilir gıda ve yem güvenliği için tarladan başlayan mikotoksin mücadelesinin taşıma, depolama, üretim prosesleri ve son tüketiciye ulaşıma kadar geçen tüm aşamaların yanı sıra küf mücadelesini de kapsaması kritik önem taşıyor. Hayvan besleme sektörünün güçlü global oyuncusu Trouw Nutrition Türkiye’nin Kanatlı Teknik Müdürü Gülsüm Koyuncu, şirket olarak güvenli gıda üretiminin önemli basamaklarından biri olan yem güvenliği hedefleri doğrultusunda Mycomaster cihazı ve MasterLab laboratuvarında yapılan analizler ile kontaminasyon riskinin tespiti ve azaltılması yönünde yoğun çalışmalar sürdürdüklerini vurguladı.  

Hızla artan dünya nüfusunun sürdürülebilir bir şekilde beslenmesi gıda güvenliği konusunu gündeme taşıyor. Bu durum hayvan sağlığı ve yemlerinin de kaliteli ve güvenli olması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Tarımsal mahsullerden gıda ürünlerine kadar pek çok yerden bulaşma ihtimali gösteren en önemli mikroorganizmalardan biri olan küflerin yanı sıra belirli küfler tarafından üretilen mikotoksinler ile mücadele edilmesi yem güvenliği, dolayısıyla sağlıklı gıda için büyük önem taşıyor. Mikotoksinlerle mücadele sayesinde hayvan sağlığı ve performansı da optimize ediliyor.

Mikotoksinler hem insan hem de hayvan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturabilir

Mikotoksinler ile mücadelenin tarladan itibaren başlaması gerektiğinin altını çizen Trouw Nutrition Türkiye Kanatlı Teknik Müdürü Gülsüm Koyuncu, günümüzde rapor edilen 500’ün üzerinde mikotoksin olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti; “Mikotoksinlerle kontamine gıdaların ve yemlerin tüketilmesi sonucu insan ve hayvanlarda meydana gelen sağlık problemlerine mikotoksikozis adı veriliyor. Mikotoksikozis problemleri temel olarak akut veya kronik karakterde seyredebiliyor. Akut karakterde, hayvanlar yüksek miktarda mikotoksini kısa sürede vücutlarına alabiliyor ve alınan mikotoksinin türüne bağlı olarak karaciğer, böbrek, dalak veya reprodüktif organlarda dejenerasyonlar, sindirim ve bağışıklık sisteminde olumsuz etkiler ve hatta ölüm vakaları gerçekleşebiliyor. Kronik vakalara ise daha sık rastlıyoruz. Uzun süreli olarak düşük dozlarda toksin içerikli yemle beslenen hayvanlarda yem tüketimi, canlı ağırlıkta azalma, performans kayıpları, nihai ürün kalitesinde bozulma ve bağışıklık sisteminin baskılanması sonucu enfeksiyonlara karşı direncin azalması şeklinde hayvan sağlığı ve ekonomik açıdan büyük önem taşıyan birtakım olumsuzluklarla karşılaşılabiliyor.”

 

“Mikotoksinler ile mücadelede entegre çözümler sunuyoruz”

Mikotoksinleri üretme kabiliyetinde olan küfler ile mücadele sonucunda yem güvenliği ve kalitesinin optimize edilerek mikotoksin kontaminasyonundaki artışın önlenebildiğine dikkat çeken Koyuncu, şu açıklamalarda bulundu; “Etkin küf kontaminasyonu mücadele yöntemleriyle ham maddelerin depolanması sırasında oluşabilen besinsel öğe kayıplarının da önüne geçilebiliyor. Tek ve basit bir çözümü olmayan mikotoksin kontrolü entegre bir yaklaşım gerektiriyor ve burada risk yönetimi önem kazanıyor. Mikotoksin ve küfler ile mücadelede en önemli faktörlerin başında ham maddelerin doğru ve hızlı bir şekilde laboratuvar analizlerinin yapılarak var olan riskin tanımlanması geliyor. Hayvan sağlığı açısından kritik öneme sahip mikotoksinleri, sahamızda doğru bir şekilde ve dakikalar içinde analiz etmemize olanak sunan, bu sayede ham madde yönetimine de imkan tanıyan Mycomaster analiz cihazımız ile riski kısa sürede belirliyoruz. Misyonu geleceği beslemek olan firmamız Trouw Nutrition bünyesinde mikotoksinler ile mücadele yem güvenliği başlığı altında ele alınıyor. Bu kapsamda MasterLab laboratuvarımızda küf ve mikotoksin kontaminasyon miktarının belirlenmesinden kriterlerin uygunluğunun değerlendirilmesine, su aktivitesinden stres testi analizlerine kadar pek çok konuda hizmet sunuyoruz.”

 

Mycomaster ile yapılan analizler hız, kolaylık ve tasarruf sağlıyor

Mycomaster cihazı ile analizin hızlı olmasının yanı sıra uygulama kolaylığına sahip olduğunu ve kapsamlı bir laboratuvar gerektirmediğini vurgulayan Koyuncu, maliyetinin de diğer yöntemlere kıyasla önemli ölçüde daha düşük olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Dünya genelinde 35 farklı ülkedeki Mycomaster cihazlarımızdan sağlanan ve MasterLab laboratuvarımızda yapılan tüm mikotoksin analiz sonuçları global veri tabanımızda toplanıyor.  Nutriopt Mikotoksin Advisor ile bu veri tabanı, global olarak ve işletme özelinde tespit edilen mikotoksin kontaminasyon ve konsantrasyon oranlarının hayvan türlerine göre etkilerinin değerlendirilmesine olanak sağlıyor. Fylax ürün grubumuz ile ham madde ve yemlerde küf kontaminasyonu ile mücadelenin yanı sıra nem optimizasyonu ve yem fabrikası verimliliğinin geliştirilmesi gibi çoklu çözümler de sunuyoruz. Mikotoksinlerin neden olabileceği hasar ve kayıpların engellenmesinde kontrol stratejimiz kapsamında, TOXO ürün grubumuz zengin içeriği ile mikotoksin kontaminasyon ve konsantrasyonuna en uygun çözümleri sunuyor. Feed mill gap analizi ile de yem fabrikalarında ham maddeden nihai ürüne kadar tüm depolama ve üretim süreçlerinde ürün kalite standartlarını etkileyecek hususları tespit ediyoruz. Bu analiz ile HACCP kuralları doğrultusunda işletmelere özel bir yem güvenliği haritası oluşturmaya imkan tanıyarak bütüncül çözümler sunuyoruz.”